Akdeniz Üniversitesi Proje Geliştirme Uygulama ve Araştırma
Merkezi (APGEM), Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği (TOBB) Antalya İl Kadın Girişimciler Kurulu ve İl Özel İdaresi’nin
ortaklaşa düzenlediği ''Gelenekten Geleceğe Döşemealtı Halıcılığı'' projesi Temmuz
ayında hayata geçirilmişti. Döşemealtı İlçesi Kovanlık köyündeki eski süt
ürünleri kooperatif binası tadilattan geçirilerek, Akdeniz Üniversitesi
Döşemealtı Halı Kilim ve El Sanatları Araştırma ve Uygulama Merkezi'ne
dönüştürülmüştü. Bir merkez oluşturulmasına oluşturuldu da, önemli olan bu
merkezin sürdürülebilirliğini sağlamak. Kovanlıklılar bunun için ellerinden
geleni yapıyor. Peki ya yetkililer!!!
Kovanlık Tarihi Ayaklandı;
Yürümeye Hazırlanıyor
2 bin nüfuslu Kovanlık Köyü yol ayrımındayız. Girişte
Kovanlık yazıyor sadece. Birde yanı başındaki tabelada, Akdeniz Üniversitesi
Araştırma ve Uygulama Halıcılık Merkezi... Belki yolun ne kadar süreceğine dair
kilometre tabelası olsaydı diye geçiriyorum içimden. Sonrasında Antalya’dan
beraber yola koyulduğumuz TOBB Antalya İl Kadın Girişimciler Kurulu (TOBB
Antalya İKGK) Başkan Yardımcısı Yasemin Barut’un da konuşmalarından aynı
şeyleri düşündüğünü öğreniyorum. Aklın yolu birdir diyerek gülümsüyoruz. Belki
de ilk başta tabelalar değişmeli bu köyün tanıtımı için. Sonrasında da halı
motifli reklam panoları asılmalı köyün girişine ve bir takım turistik
bölgelere. Bunlar saymakla bitmez elbet. Ben bu konularda uzman değilken bile
eksiklikler elbet her insanın olduğu gibi benimde gözüme batıyor. TOBB Antalya
İKGK Başkanı Işık Yargın’da aynı fikirde olduğunu belirterek projenin içinde
tanıtım çalışmalarının olduğunu aktarıyor bize.
Buram buram Anadolu
kokusu
Kovanlık Köyü’ne girişte hemen sağda merkez beliriyor.
Bahçeye girdiğimizde ortalıkta mis gibi bir gözleme kokusu. Ekmek sacları
kurulmuş çoktan gözlemeler, katmerler, bazlamalar dolu sinilerde. Kafelerde
yapılan gözlemelere benzemiyor kokusu. Buram buram Anadolu kokuyor derler ya,
tam öyle işte. Yüzlerde tebessüm sıcak bir karşılama. Muhtarımız da
kadınlarımızın başında bizleri bekliyor. Sizler kim derseniz; orayı ziyaret
eden tek ben değilim elbette. TOBB Antalya İKGK yönetimi de aynı gün ziyarette.
Hem de beraberinde Mikro Kredi Antalya Ofisi Müdürü Hale Ergin’de mikro kredi
hakkında bilgi vermek için geliyor. Herkes münferit olarak yavaş yavaş geliyor
merkezin bahçesine. Kadınlar hararetle hazırlıklara devam ediyor; misafirleri
olabildiğince iyi ağırlayabilmek için. Diğer tarafta da kazanda süt mısır
kaynıyor; piştikçe kokusu geliyor. Dayanamayarak gidip başında birkaç kare
fotoğraf çekiyorum.
Ziyafet sofrasında çözüm
toplantısı
Kadınlar her şeyin olabildiğince mükemmel olması için
koşturuyor. Hâlbuki ne gereği var diye içimden geçiriyorum. Amaç orada onların
geleceği için bir şeylere destek vermek ise bir kuru ekmek de yemek yeter. Köylerimizde
misafirperverliğin bitmediğine örnek teşkil ediyor bu heyecan. Kurul yönetimi
merkeze gelip yavaş yavaş yerini alınca sofralar bir anda şenlendi. Yayık
ayranları, bahçeden taze koparılmış domatesler, salatalıklar daha sıcaklığını
kaybetmemiş, gözlemeler, bazlamalar, katmerlerle tam bir ziyafet sofrası
oluşturuluverdi. Toplantı ziyafet masasının yanında sönük kalmış ve yemek
sonrasına bırakılmıştı. Yemek sonrasında merkezle ilgili sorunlar, ziyafetin
verildiği aynı masaya yatırıldı. Herkes, bir şeyler yapabilme umuduyla
fikirlerini ortaya koyuyor, çözümler üretmeye çalışıyor. Hemen hemen bütün
kurul üyeleri Antalya’nın tanınmış simalarından oluşuyor. Birçoğu turizmci.
Çözüm; doğru tanıtım
Herkes, elindeki değerleri nasıl tanıtım aracına
dönüştürebilirimin kurgusunu yapma telaşında. Güzel de bir çaba ortaya çıkıyor.
Hararetli konuşmaların ardından sıra Kovanlık Köyü kadınlarının sorularına
geliyor. Sırayla söz alarak konuşan kadınlar ne dediğini bilen ve cümleleri çok
doğru kuran kadınlar. Hiç birinde en ufak bir başını önüne eğme yok. Aksine
olabildiğince dik durup bir o kadar da net sorular soruyorlar, kurul üyelerine.
İstedikleri cevapları alana kadar da sorularını devam ettiriyorlar. Ne
verilirse onu alırız mantığı yok bu kadınlarımızda. İstediklerini alana kadar,
konuyu anlayana kadar irdeliyorlar. Artık biliyorum ki Kovanlık Köyü’nde ne
istediğini bilmeyen, konuşamayan kadınlarımız yok. Artık kendi için köyü için
ve kültürünü yaşatmak için savaşacak kadınlarımız var. Onlar birer kültür
savaşçısıydı.
Asıl savaş şimdi
başlıyor
Her biri emeklerine geçmişlerine sıkı sıkıya bağlı. Belki
sendeleyecekler, belki yorulacaklar ama ben biliyorum ki hiç yılmadan
ilerleyecekler. Şimdi onları zorlu zamanlar bekliyor. Prosedürlerle uğraşacak,
bir halı satabilmek için belki bir yıl bekleyecekler. Ama geleceğe kurulu bir
düzen, yaşayan bir kültür bırakacaklar. Ben onlara inandım. Oraya gelen herkes
onlara inanındı. Çünkü onlar o inançla sofralarını açtılar,
misafirperverliklerini gösterdiler. Şimdi tek yapılması gereken büyüklerimizin
de bu inanca sahip çıkması. Hani derler ya taşın altına elini koyma zamanı
diye. Zaman o zaman işte. Bu görev kültürümüzü yaşatma görevi ve hepimizin
görevi. Ben üzerime düşeni yaptım ve sizlere ulaştırdım elimden geldiğince.
Şimdi sıra sizde…
Kültür savaşçıları ne
diyor?
Muhtar umutlu
Kültür savaşçılarının
destekçisi Kovanlık Köyü muhtarı Bekir Şimşek, gelecekten umutlu…
“İnsanlara ilk başta inandırıcı gelmiyordu. İlk olarak 20
kadınla başladık. Şimdi istenilse 50 kadın bile bulabiliriz. 2009’da ilk olarak
TOBB Antalya İl Kadın Girişimciler Kurulu bizi ziyarete gelerek bu projenin ilk
adımını atmıştı. Ben iki dönemdir muhtarlık yapıyorum. Bu halının kaybolmaması
için çok mücadele verdim. Çünkü yirmi yıl öncesi bu bizim geçim kaynağımızdı.
Ben bu kültürü devam ettirmek istedim. Şimdi inancımız var artık. Her evde
mutlaka halı dokuma tezgahları var. Ama hepsi kullanılmadığından öylece
kapatılıyor. İnsanlar düğünlerini dokudukları halıları satarak yapardı. Ama yok
oldu gitti. Bu proje başlamadan önce hiç kalmamıştı evinde halı dokuyan. Biz bu
projeye başlayınca herkeste bir canlanma oldu. Artık insanlar evinde de halı
dokumaya başladı. Daha da çoğalarak buranın büyük bir halı merkezi haline
gelmesini umuyoruz. Bizim buradaki en önemli sorunumuz pazar. Yani üretim
yapsak bile bunu satamadığımız için hiçbir faydası olmuyor. Buranın gençleri
köyden ayrılmadan gidip Organize Sanayi’de çalışıyor. İstediğimiz o
gençlerimizi Organize Sanayi’den alıp köyümüzde iş imkanı sağlamak. Kültürümüzü
böylece genç nesillere de aktarmış olacağız. Biz kendi halımızı kendi kendimize
çürüttük. Halı eskidikçe antika değeri kazanıyor düşüncesiyle yeni halıları
güneşte çürütüp antika diye turiste sattık. O halılar iki gün sonra çürüdü ve
halılarımızın değeri düşmüş oldu. Kendi kültürümüzü birazda kendimiz yok ettik.
İnsanlarımız zamanında söyleyemediklerini halıya dökmüş. Umuyoruz ki bu proje
sayesinde halılarımız yaşamaya devam eder.”
Gülsel Kaya
Eğer söylendiği şekilde uygulama devam ederse, çok büyük bir
kazanç. Bizim kaybettiğimiz bir değerdi. Bir yaşam biçimiydi halı bundan 15-20
yıl önce. Bizim çocuklarımız bilmiyorlar halı dokumayı. Eğer bu çalışma
yapılmasaydı yeni nesil hiç öğrenemeyecekti bu kültürü. Burada bir kadın olarak
çalışmak ve kendi kültürümüzden bir şeyler üretmek çok farklı bir duygu. Ben 35
yıllık halı dokuyucusuyum.
Nuray Köken
Ben buraya karşı köyden gelin geldim. Buranın açılacağını
duyduğumda buranın köylüleri daha iyi bilir ben onlara uyamam diye
düşünüyordum. Ama sonra bende katılabildim. Çocukluğumdan bu yana
Havana Akbaba
Ben daha önce de evde dokuyordum. Kızıma çeyiz olsun diye
evde de dokumaya devam ediyorum. Bu bizim kültürümüz ve yok olmasını
istemiyoruz. Biz kültürümüze sahip çıkmak için elimizden geleni yapmaya
hazırız. Yeter ki devletimiz de bize destek olsun.
Hacer Gökçe
Bir kadın olarak evimize emek veriyoruz. Şimdi evimizin
dışında da bir şeyler üretiyoruz. Bu her şeyden önce bize dik durmayı öğretti.
Çocuklarımızın bakışı bile değişti. Onlar bile daha saygılı olmaya başladı. Bu
çok gurur verici bir duygu. Çocuklar evde artık bize daha çok destek veriyor.
Ekibin Çavuşu Ayşe
Gökçe
Çok güzel bir girişim oldu köyümüz için. Ben 45 yaşından
sonra böyle bir yerde çalışacağımı hayal dahi edemezdim. Şimdiye kadar çoğumuz
hiçbir yerde çalışmadık. Çok heyecan verici bir şey bizim için. İlk buraya
başladığım gün çok heyecanlandırdı. Buraya gelip gitmek saatle. Bunun verdiği bir
sorumluluk da var.
Şerife Pehlivan
Bir kadın olarak erkeğe bağımlı yaşıyorduk. Ama bu merkez
sayesinde daha bağımsız hale geldik. Artık söylediğimiz sözün dahi bir kıymeti
oldu. Bunu her kadının yaşaması ve hissetmesi lazım. Ama yine de bizim
beylerimiz anlayışsız değil ve her zaman bize destek oluyorlar.
Fatma Yavaş
Biz tarım ve hayvancılıkla uğraşıyorduk. Halıcılığı
evimizdeki tezgahlarda bırakmıştık. Ama bu merkez sayesinde yeniden değer
kazandı halılarımız. Bizim içinde yeni bir iş kapısı oldu. Daha da ilerde
geleceğimize bırakabileceğimiz bir mirasımız yok olmadan devam etmiş olacak.
Işık Yargın
‘Amaç yerel halkı
kalkındırmak’
Bizim amacımız burayı merkez haline getirerek, kadınlarımıza
burada eğitim verip üretime geçirmek. Burada eğitimini ve sertifikasını alan
kadınlarımız evlerinde üretmeye devam edecek. Bu üretilenler oluşturulan
pazarda satışa sunulacak ve gelir elde edilecek. Buraya tüccar geldiği zaman,
hangi teknikle nasıl bir çalışmayla halıların üretildiğini bu merkezde görme
şansı bulacak. Yaptığımız projeye göre köy meydanı turizme açılan bir alana
dönüştürülecek. Biz şimdi birinci aşamayı tamamlamak üzereyiz. İkinci aşamada
pazar oluşturma çalışmaları başlayacak. Burası Akdeniz Üniversitesi’nin bir
okulu olarak eğitim veriyor. Birinci çalışma buraya bir üniversite uygulama
merkezi getirmekti. Bu başarıyla yapıldı. İkincisi, haftanın bir günü
üniversitedeki öğrenciler buraya uygulamaya gelecek. Aynı zamanda yaşam boyu
öğrenme merkezi. Dolayısıyla amaç yerel halkı kalkındırarak buradaki kültürü
yaşatmak ve bir eğitim merkezine kavuşturmak. Sistemin odağında kadınlarımız
var. Burada kadınlarımızın başarısının öne çıkması çok önemli. Burada farklı
desenler dokutularak da kadınlarımıza bir deneyim kazandırılıyor. Sonuç olarak
kadınlarımızın daha simetrik ve dünya standartlarında bir halı dokuması için
eğitim de verilmiş oluyor. Bu eğitim buranın kültürel özelliklerini taşıyan
motiflerle birleşince de ortaya çok daha başarılı işler çıkmış olacak. Bizim
şuan ki amacımız buranın sürdürülebilirliğini sağlamak.
Herkes çabalıyor,
herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor… Kim bilir, belki de hepimize düşen bir
görev vardır bu yolda…
Ayşe ÖZER