1 Kasım 2012 Perşembe

Kültür Savaşçıları




Akdeniz Üniversitesi Proje Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi (APGEM), Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Antalya İl Kadın Girişimciler Kurulu ve İl Özel İdaresi’nin ortaklaşa düzenlediği ''Gelenekten Geleceğe Döşemealtı Halıcılığı'' projesi Temmuz ayında hayata geçirilmişti. Döşemealtı İlçesi Kovanlık köyündeki eski süt ürünleri kooperatif binası tadilattan geçirilerek, Akdeniz Üniversitesi Döşemealtı Halı Kilim ve El Sanatları Araştırma ve Uygulama Merkezi'ne dönüştürülmüştü. Bir merkez oluşturulmasına oluşturuldu da, önemli olan bu merkezin sürdürülebilirliğini sağlamak. Kovanlıklılar bunun için ellerinden geleni yapıyor. Peki ya yetkililer!!!

Kovanlık Tarihi Ayaklandı; Yürümeye Hazırlanıyor

2 bin nüfuslu Kovanlık Köyü yol ayrımındayız. Girişte Kovanlık yazıyor sadece. Birde yanı başındaki tabelada, Akdeniz Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Halıcılık Merkezi... Belki yolun ne kadar süreceğine dair kilometre tabelası olsaydı diye geçiriyorum içimden. Sonrasında Antalya’dan beraber yola koyulduğumuz TOBB Antalya İl Kadın Girişimciler Kurulu (TOBB Antalya İKGK) Başkan Yardımcısı Yasemin Barut’un da konuşmalarından aynı şeyleri düşündüğünü öğreniyorum. Aklın yolu birdir diyerek gülümsüyoruz. Belki de ilk başta tabelalar değişmeli bu köyün tanıtımı için. Sonrasında da halı motifli reklam panoları asılmalı köyün girişine ve bir takım turistik bölgelere. Bunlar saymakla bitmez elbet. Ben bu konularda uzman değilken bile eksiklikler elbet her insanın olduğu gibi benimde gözüme batıyor. TOBB Antalya İKGK Başkanı Işık Yargın’da aynı fikirde olduğunu belirterek projenin içinde tanıtım çalışmalarının olduğunu aktarıyor bize.

Buram buram Anadolu kokusu
Kovanlık Köyü’ne girişte hemen sağda merkez beliriyor. Bahçeye girdiğimizde ortalıkta mis gibi bir gözleme kokusu. Ekmek sacları kurulmuş çoktan gözlemeler, katmerler, bazlamalar dolu sinilerde. Kafelerde yapılan gözlemelere benzemiyor kokusu. Buram buram Anadolu kokuyor derler ya, tam öyle işte. Yüzlerde tebessüm sıcak bir karşılama. Muhtarımız da kadınlarımızın başında bizleri bekliyor. Sizler kim derseniz; orayı ziyaret eden tek ben değilim elbette. TOBB Antalya İKGK yönetimi de aynı gün ziyarette. Hem de beraberinde Mikro Kredi Antalya Ofisi Müdürü Hale Ergin’de mikro kredi hakkında bilgi vermek için geliyor. Herkes münferit olarak yavaş yavaş geliyor merkezin bahçesine. Kadınlar hararetle hazırlıklara devam ediyor; misafirleri olabildiğince iyi ağırlayabilmek için. Diğer tarafta da kazanda süt mısır kaynıyor; piştikçe kokusu geliyor. Dayanamayarak gidip başında birkaç kare fotoğraf çekiyorum.

Ziyafet sofrasında çözüm toplantısı
Kadınlar her şeyin olabildiğince mükemmel olması için koşturuyor. Hâlbuki ne gereği var diye içimden geçiriyorum. Amaç orada onların geleceği için bir şeylere destek vermek ise bir kuru ekmek de yemek yeter. Köylerimizde misafirperverliğin bitmediğine örnek teşkil ediyor bu heyecan. Kurul yönetimi merkeze gelip yavaş yavaş yerini alınca sofralar bir anda şenlendi. Yayık ayranları, bahçeden taze koparılmış domatesler, salatalıklar daha sıcaklığını kaybetmemiş, gözlemeler, bazlamalar, katmerlerle tam bir ziyafet sofrası oluşturuluverdi. Toplantı ziyafet masasının yanında sönük kalmış ve yemek sonrasına bırakılmıştı. Yemek sonrasında merkezle ilgili sorunlar, ziyafetin verildiği aynı masaya yatırıldı. Herkes, bir şeyler yapabilme umuduyla fikirlerini ortaya koyuyor, çözümler üretmeye çalışıyor. Hemen hemen bütün kurul üyeleri Antalya’nın tanınmış simalarından oluşuyor. Birçoğu turizmci.

Çözüm; doğru tanıtım
Herkes, elindeki değerleri nasıl tanıtım aracına dönüştürebilirimin kurgusunu yapma telaşında. Güzel de bir çaba ortaya çıkıyor. Hararetli konuşmaların ardından sıra Kovanlık Köyü kadınlarının sorularına geliyor. Sırayla söz alarak konuşan kadınlar ne dediğini bilen ve cümleleri çok doğru kuran kadınlar. Hiç birinde en ufak bir başını önüne eğme yok. Aksine olabildiğince dik durup bir o kadar da net sorular soruyorlar, kurul üyelerine. İstedikleri cevapları alana kadar da sorularını devam ettiriyorlar. Ne verilirse onu alırız mantığı yok bu kadınlarımızda. İstediklerini alana kadar, konuyu anlayana kadar irdeliyorlar. Artık biliyorum ki Kovanlık Köyü’nde ne istediğini bilmeyen, konuşamayan kadınlarımız yok. Artık kendi için köyü için ve kültürünü yaşatmak için savaşacak kadınlarımız var. Onlar birer kültür savaşçısıydı.

Asıl savaş şimdi başlıyor
Her biri emeklerine geçmişlerine sıkı sıkıya bağlı. Belki sendeleyecekler, belki yorulacaklar ama ben biliyorum ki hiç yılmadan ilerleyecekler. Şimdi onları zorlu zamanlar bekliyor. Prosedürlerle uğraşacak, bir halı satabilmek için belki bir yıl bekleyecekler. Ama geleceğe kurulu bir düzen, yaşayan bir kültür bırakacaklar. Ben onlara inandım. Oraya gelen herkes onlara inanındı. Çünkü onlar o inançla sofralarını açtılar, misafirperverliklerini gösterdiler. Şimdi tek yapılması gereken büyüklerimizin de bu inanca sahip çıkması. Hani derler ya taşın altına elini koyma zamanı diye. Zaman o zaman işte. Bu görev kültürümüzü yaşatma görevi ve hepimizin görevi. Ben üzerime düşeni yaptım ve sizlere ulaştırdım elimden geldiğince. Şimdi sıra sizde…

Kültür savaşçıları ne diyor?

Muhtar umutlu
Kültür savaşçılarının destekçisi Kovanlık Köyü muhtarı Bekir Şimşek, gelecekten umutlu…
“İnsanlara ilk başta inandırıcı gelmiyordu. İlk olarak 20 kadınla başladık. Şimdi istenilse 50 kadın bile bulabiliriz. 2009’da ilk olarak TOBB Antalya İl Kadın Girişimciler Kurulu bizi ziyarete gelerek bu projenin ilk adımını atmıştı. Ben iki dönemdir muhtarlık yapıyorum. Bu halının kaybolmaması için çok mücadele verdim. Çünkü yirmi yıl öncesi bu bizim geçim kaynağımızdı. Ben bu kültürü devam ettirmek istedim. Şimdi inancımız var artık. Her evde mutlaka halı dokuma tezgahları var. Ama hepsi kullanılmadığından öylece kapatılıyor. İnsanlar düğünlerini dokudukları halıları satarak yapardı. Ama yok oldu gitti. Bu proje başlamadan önce hiç kalmamıştı evinde halı dokuyan. Biz bu projeye başlayınca herkeste bir canlanma oldu. Artık insanlar evinde de halı dokumaya başladı. Daha da çoğalarak buranın büyük bir halı merkezi haline gelmesini umuyoruz. Bizim buradaki en önemli sorunumuz pazar. Yani üretim yapsak bile bunu satamadığımız için hiçbir faydası olmuyor. Buranın gençleri köyden ayrılmadan gidip Organize Sanayi’de çalışıyor. İstediğimiz o gençlerimizi Organize Sanayi’den alıp köyümüzde iş imkanı sağlamak. Kültürümüzü böylece genç nesillere de aktarmış olacağız. Biz kendi halımızı kendi kendimize çürüttük. Halı eskidikçe antika değeri kazanıyor düşüncesiyle yeni halıları güneşte çürütüp antika diye turiste sattık. O halılar iki gün sonra çürüdü ve halılarımızın değeri düşmüş oldu. Kendi kültürümüzü birazda kendimiz yok ettik. İnsanlarımız zamanında söyleyemediklerini halıya dökmüş. Umuyoruz ki bu proje sayesinde halılarımız yaşamaya devam eder.”

Gülsel Kaya
Eğer söylendiği şekilde uygulama devam ederse, çok büyük bir kazanç. Bizim kaybettiğimiz bir değerdi. Bir yaşam biçimiydi halı bundan 15-20 yıl önce. Bizim çocuklarımız bilmiyorlar halı dokumayı. Eğer bu çalışma yapılmasaydı yeni nesil hiç öğrenemeyecekti bu kültürü. Burada bir kadın olarak çalışmak ve kendi kültürümüzden bir şeyler üretmek çok farklı bir duygu. Ben 35 yıllık halı dokuyucusuyum.

Nuray Köken
Ben buraya karşı köyden gelin geldim. Buranın açılacağını duyduğumda buranın köylüleri daha iyi bilir ben onlara uyamam diye düşünüyordum. Ama sonra bende katılabildim. Çocukluğumdan bu yana


Havana Akbaba
Ben daha önce de evde dokuyordum. Kızıma çeyiz olsun diye evde de dokumaya devam ediyorum. Bu bizim kültürümüz ve yok olmasını istemiyoruz. Biz kültürümüze sahip çıkmak için elimizden geleni yapmaya hazırız. Yeter ki devletimiz de bize destek olsun.


Hacer Gökçe
Bir kadın olarak evimize emek veriyoruz. Şimdi evimizin dışında da bir şeyler üretiyoruz. Bu her şeyden önce bize dik durmayı öğretti. Çocuklarımızın bakışı bile değişti. Onlar bile daha saygılı olmaya başladı. Bu çok gurur verici bir duygu. Çocuklar evde artık bize daha çok destek veriyor.

Ekibin Çavuşu Ayşe Gökçe
Çok güzel bir girişim oldu köyümüz için. Ben 45 yaşından sonra böyle bir yerde çalışacağımı hayal dahi edemezdim. Şimdiye kadar çoğumuz hiçbir yerde çalışmadık. Çok heyecan verici bir şey bizim için. İlk buraya başladığım gün çok heyecanlandırdı. Buraya gelip gitmek saatle. Bunun verdiği bir sorumluluk da var.



Şerife Pehlivan
Bir kadın olarak erkeğe bağımlı yaşıyorduk. Ama bu merkez sayesinde daha bağımsız hale geldik. Artık söylediğimiz sözün dahi bir kıymeti oldu. Bunu her kadının yaşaması ve hissetmesi lazım. Ama yine de bizim beylerimiz anlayışsız değil ve her zaman bize destek oluyorlar.

Fatma Yavaş
Biz tarım ve hayvancılıkla uğraşıyorduk. Halıcılığı evimizdeki tezgahlarda bırakmıştık. Ama bu merkez sayesinde yeniden değer kazandı halılarımız. Bizim içinde yeni bir iş kapısı oldu. Daha da ilerde geleceğimize bırakabileceğimiz bir mirasımız yok olmadan devam etmiş olacak.

Işık Yargın
‘Amaç yerel halkı kalkındırmak’
Bizim amacımız burayı merkez haline getirerek, kadınlarımıza burada eğitim verip üretime geçirmek. Burada eğitimini ve sertifikasını alan kadınlarımız evlerinde üretmeye devam edecek. Bu üretilenler oluşturulan pazarda satışa sunulacak ve gelir elde edilecek. Buraya tüccar geldiği zaman, hangi teknikle nasıl bir çalışmayla halıların üretildiğini bu merkezde görme şansı bulacak. Yaptığımız projeye göre köy meydanı turizme açılan bir alana dönüştürülecek. Biz şimdi birinci aşamayı tamamlamak üzereyiz. İkinci aşamada pazar oluşturma çalışmaları başlayacak. Burası Akdeniz Üniversitesi’nin bir okulu olarak eğitim veriyor. Birinci çalışma buraya bir üniversite uygulama merkezi getirmekti. Bu başarıyla yapıldı. İkincisi, haftanın bir günü üniversitedeki öğrenciler buraya uygulamaya gelecek. Aynı zamanda yaşam boyu öğrenme merkezi. Dolayısıyla amaç yerel halkı kalkındırarak buradaki kültürü yaşatmak ve bir eğitim merkezine kavuşturmak. Sistemin odağında kadınlarımız var. Burada kadınlarımızın başarısının öne çıkması çok önemli. Burada farklı desenler dokutularak da kadınlarımıza bir deneyim kazandırılıyor. Sonuç olarak kadınlarımızın daha simetrik ve dünya standartlarında bir halı dokuması için eğitim de verilmiş oluyor. Bu eğitim buranın kültürel özelliklerini taşıyan motiflerle birleşince de ortaya çok daha başarılı işler çıkmış olacak. Bizim şuan ki amacımız buranın sürdürülebilirliğini sağlamak.

Herkes çabalıyor, herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor… Kim bilir, belki de hepimize düşen bir görev vardır bu yolda…
Ayşe ÖZER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder