20 Ocak 2014 Pazartesi

Pardon bakar mısınız?


Artık biri buraya baksın!

Bu yazıyı yazarken hala inanılmaz bir hayret içinde yazıyorum. Bu güne kadar aktif habercilik dışında köşe yazmak gibi merakım olmadı.

Ama artık bir takım kurumlardaki durumlar beni öylesine çileden çıkardı ki bunu haberlerimle anlatmam mümkün değildi. Bu nedenledir ki bu sorunları daha açık ifade edebilmek için bu platforma yazılarımı taşıdım.
Bir gazeteci kimi zaman çevresinde gördüğü yanlışları kimi zaman ise kendi yaşadığı ve vatandaşın yaşamasının muhtemel oldu sıkıntıları dile getirmelidir. Ben üzerime düşen vazifeyi yerine getirmek adına kurumlarda yaşanan sıkıntıları yazmayı bir borç bildim.

Kendim bizzat birçok kez sorun yaşadığım AKDENİZ ELEKTRİK PERAKENDE SATIŞ A.Ş. ile başlamak farz oldu.

Kısa süre önce babamı kaybettiğim yakın çevremin malumudur. O nedenle bir süre şehir dışında olduğum için elektriğim ödenmemiş faturamdan dolayı kesildi. Gayet tabi eğer faturamı ödememişsem elbet kesilecek. Geldiğim gibi ilk iş faturamı yatırdım ve Akdeniz Elektrik’in tek ulaşabileceğiniz numarası olan 186’yı aradım.
Bir cumartesi sabahı ve bana verilen cevap aynen şu: “Bugün cumartesi ekiplerimiz çalışmıyor elektriğinizi açamayız!” 

Öncelikle kısa süreli bir şaşkınlık ve haklı olarak ne demek açamayız. Siz bir kamu görevi yapıyorsunuz. Hadi ben neysem ama şuan bu elektriğe acil ihtiyacı olan hasta ve sıkıntıda insanlar olabilir.
Bir evi 2 gün elektriksiz bırakmak! Bu özelleşmiş bir kurumun ben istediğimi yaparım meydan benim denetimsiz bir kurumum demesiyle eş değer bir söz!

Ben bu sorunu bir arkadaşımda kalarak aştıktan sonra vatandaşımızın her gün yaşadığı bir başka rezaleti bende bir vatandaş olarak yaşamaya devam ettim. Kurum yine aynı yapılacak işlem biraz farklı.
Bu sefer yeni taşınacağım evin aboneliğini almak çıkacağım evinde aboneliğini kapatmak için Akdeniz Elektriğin hizmet binasına gittim. Ayrıldığım evdeki aboneliğimi kapattırmam çok uzun sürmedi. Giden sistemin gelmesiyle beraber 1 saat içinde halloldu. (Uzun sürmedi diyorum çünkü arkasından gelen işlemlerin uzunluğundan sonra 1 saatte neymiş diyor insan)

Ardından yeni elektrik aboneliği için numaratörden aldığım sıranın gelmesini beklemeye başladım. Yaklaşık 2 saat sonra burada da sıra geldi. Lakin o da ne? Abonelik alacağım yerin eski abonesinin borcu varmış!
Eee ben ne yapabilirim ki derken bana üç tane odanın kapı numaralarının yazılı olduğu bir kağıt verdi gişe görevlisi. Buralara gidip onay almanız gerekiyor diyerek.

İyi de neden? Ne zamandır eski abonenin borcu benim sorumluluğuma giriyor. Benim değerli zamanımı çalınmasına sebep oluyor diye sorgularken. Bu işlemi yaptırmanız şart dediler. Peki dedik!

Gittiğim odaların avukatların odası olduğunu öğrendim ve ilk gönderildiğim odaya girmemle beraber canı fazlasıyla sıkılmış bayandan aldığım tepki aynen şöyle oldu: “Gidin gidin yan tarafta başka bir avukat var ona onaylatın.” (Bu tavır sadece bana değildi. Benimle birlikte başka vatandaşta vardı.)

Ona da peki dedik gittik diğer odaya. Fakat oda kapı duvar. Tam o arada bize adı verilen odadaki avukat çıktı karşımıza. Takıldık peşine hemen. Çünkü zaman geçiyor ve mesai saatinin dolmasına az kalmış. Ertesi gün de cumartesi. Bu gün bu işin bitmesi lazım.

O avukatında başı kalabalık. Bir amca feryat ediyor. Uğradığı haksızlığı anlatıyor ve neden icralık olduğunu anlamadığını söylüyor. Amca da haklı davasında ama avukat ısrarla “Benim yapabileceğim bir şey yok git şu bölüme oradan baksınlar amca diyor. Bak acelem var toplantıya girmem lazım” diyor.
Amcam çaresiz başka bir kapıya derdini baştan anlatmak için giderken ben hemen avukata evrakları veriyorum. Sizin eski abonenizin borcu için benim sizden onay almam gerekiyormuş! Diyorum. “Eski abonelerin borçlarını takip için size bu işlemi uyguluyoruz” diyor. Buradan da ortaya çıkmış oluyor ki Akdeniz Elektriğin keyfi uygulamaları ve eski abonesini takip işi nedeniyle benim vaktim çalınıyor ve ordan oraya gönderiliyorum. 2 odaya daha uğrayıp onay almamı istiyorlar.

Ona da peki diyorum. Derken diğer odanın birine girdiğimde bu sefer elimdeki belgelere ek olarak evin tapusunu istiyorlar. İyi de neden diyorum? Sizin ev sahibinden kiraladığınızdan emin olmamız lazım diyorlar. Sonrasında ev sahibine tapuyu fakslatıyorum. İşlemler tamamlanıyor ve mesainin son dakikalarında her şey bitiyor. Özellikle üstüne basa basa soruyorum bakın elektriğim açılır bir sorun olmaz değil mi diye. ‘Yok ekiplerimiz akşam da çalışıyor mutlaka açılış elektriğiniz” diyorlar. Tam 4 saatimi bu sayede burada heba etmiş oluyorum.

Neyse diyorum bu da bitti aman boş ver diyorum. Tipik Türk insanı mantığıyla (O anlık sorun hallolur ve artık şikayetçi olunmaz mantığıyla)

Cumartesi oluyor elektriğim açılmıyor. Arıyorum ekipler gelir açar diyorlar. Pazar oluyor hala elektriğim açılmıyor. Yine arıyorum “Bugün ekipler çalışmıyor, ancak pazartesi açılır” diyorlar. Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz diyorum. “Yok olur mu sistem bu” diyorlar. Bütün bunlar özelleştiniz diye mi oluyor acaba diyorum. “Yok ne alakası var özelleşmeyle” diyor karşıdaki ses!

Yorumu size bırakıyorum. Ben neyle alakası var bilemedim bu sistemin!


Daha bitmedi devamı var…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder