Artık biri buraya baksın!
Bu yazıyı yazarken hala inanılmaz bir hayret içinde
yazıyorum. Bu güne kadar aktif habercilik dışında köşe yazmak gibi merakım
olmadı.
Ama artık bir takım kurumlardaki durumlar beni öylesine
çileden çıkardı ki bunu haberlerimle anlatmam mümkün değildi. Bu nedenledir ki
bu sorunları daha açık ifade edebilmek için bu platforma yazılarımı taşıdım.
Bir gazeteci kimi zaman çevresinde gördüğü yanlışları kimi
zaman ise kendi yaşadığı ve vatandaşın yaşamasının muhtemel oldu sıkıntıları
dile getirmelidir. Ben üzerime düşen vazifeyi yerine getirmek adına kurumlarda
yaşanan sıkıntıları yazmayı bir borç bildim.
Kendim bizzat birçok kez sorun yaşadığım AKDENİZ ELEKTRİK
PERAKENDE SATIŞ A.Ş. ile başlamak farz oldu.
Kısa süre önce babamı kaybettiğim yakın çevremin malumudur.
O nedenle bir süre şehir dışında olduğum için elektriğim ödenmemiş faturamdan
dolayı kesildi. Gayet tabi eğer faturamı ödememişsem elbet kesilecek. Geldiğim
gibi ilk iş faturamı yatırdım ve Akdeniz Elektrik’in tek ulaşabileceğiniz
numarası olan 186’yı aradım.
Bir cumartesi sabahı ve bana verilen cevap aynen şu: “Bugün
cumartesi ekiplerimiz çalışmıyor elektriğinizi açamayız!”
Öncelikle kısa süreli bir şaşkınlık ve haklı olarak ne demek
açamayız. Siz bir kamu görevi yapıyorsunuz. Hadi ben neysem ama şuan bu
elektriğe acil ihtiyacı olan hasta ve sıkıntıda insanlar olabilir.
Bir evi 2 gün elektriksiz bırakmak! Bu özelleşmiş bir
kurumun ben istediğimi yaparım meydan benim denetimsiz bir kurumum demesiyle eş
değer bir söz!
Ben bu sorunu bir arkadaşımda kalarak aştıktan sonra
vatandaşımızın her gün yaşadığı bir başka rezaleti bende bir vatandaş olarak
yaşamaya devam ettim. Kurum yine aynı yapılacak işlem biraz farklı.
Bu sefer yeni taşınacağım evin aboneliğini almak çıkacağım
evinde aboneliğini kapatmak için Akdeniz Elektriğin hizmet binasına gittim.
Ayrıldığım evdeki aboneliğimi kapattırmam çok uzun sürmedi. Giden sistemin
gelmesiyle beraber 1 saat içinde halloldu. (Uzun sürmedi diyorum çünkü
arkasından gelen işlemlerin uzunluğundan sonra 1 saatte neymiş diyor insan)
Ardından yeni elektrik aboneliği için numaratörden aldığım
sıranın gelmesini beklemeye başladım. Yaklaşık 2 saat sonra burada da sıra
geldi. Lakin o da ne? Abonelik alacağım yerin eski abonesinin borcu varmış!
Eee ben ne yapabilirim ki derken bana üç tane odanın kapı
numaralarının yazılı olduğu bir kağıt verdi gişe görevlisi. Buralara gidip onay
almanız gerekiyor diyerek.
İyi de neden? Ne zamandır eski abonenin borcu benim
sorumluluğuma giriyor. Benim değerli zamanımı çalınmasına sebep oluyor diye
sorgularken. Bu işlemi yaptırmanız şart dediler. Peki dedik!
Gittiğim odaların avukatların odası olduğunu öğrendim ve ilk
gönderildiğim odaya girmemle beraber canı fazlasıyla sıkılmış bayandan aldığım
tepki aynen şöyle oldu: “Gidin gidin yan tarafta başka bir avukat var ona
onaylatın.” (Bu tavır sadece bana değildi. Benimle birlikte başka vatandaşta
vardı.)
Ona da peki dedik gittik diğer odaya. Fakat oda kapı duvar.
Tam o arada bize adı verilen odadaki avukat çıktı karşımıza. Takıldık peşine
hemen. Çünkü zaman geçiyor ve mesai saatinin dolmasına az kalmış. Ertesi gün de
cumartesi. Bu gün bu işin bitmesi lazım.
O avukatında başı kalabalık. Bir amca feryat ediyor.
Uğradığı haksızlığı anlatıyor ve neden icralık olduğunu anlamadığını söylüyor.
Amca da haklı davasında ama avukat ısrarla “Benim yapabileceğim bir şey yok git
şu bölüme oradan baksınlar amca diyor. Bak acelem var toplantıya girmem lazım”
diyor.
Amcam çaresiz başka bir kapıya derdini baştan anlatmak için
giderken ben hemen avukata evrakları veriyorum. Sizin eski abonenizin borcu
için benim sizden onay almam gerekiyormuş! Diyorum. “Eski abonelerin borçlarını
takip için size bu işlemi uyguluyoruz” diyor. Buradan da ortaya çıkmış oluyor
ki Akdeniz Elektriğin keyfi uygulamaları ve eski abonesini takip işi nedeniyle
benim vaktim çalınıyor ve ordan oraya gönderiliyorum. 2 odaya daha uğrayıp onay
almamı istiyorlar.
Ona da peki diyorum. Derken diğer odanın birine girdiğimde
bu sefer elimdeki belgelere ek olarak evin tapusunu istiyorlar. İyi de neden
diyorum? Sizin ev sahibinden kiraladığınızdan emin olmamız lazım diyorlar.
Sonrasında ev sahibine tapuyu fakslatıyorum. İşlemler tamamlanıyor ve mesainin
son dakikalarında her şey bitiyor. Özellikle üstüne basa basa soruyorum bakın
elektriğim açılır bir sorun olmaz değil mi diye. ‘Yok ekiplerimiz akşam da
çalışıyor mutlaka açılış elektriğiniz” diyorlar. Tam 4 saatimi bu sayede burada
heba etmiş oluyorum.
Neyse diyorum bu da bitti aman boş ver diyorum. Tipik Türk
insanı mantığıyla (O anlık sorun hallolur ve artık şikayetçi olunmaz
mantığıyla)
Cumartesi oluyor elektriğim açılmıyor. Arıyorum ekipler
gelir açar diyorlar. Pazar oluyor hala elektriğim açılmıyor. Yine arıyorum
“Bugün ekipler çalışmıyor, ancak pazartesi açılır” diyorlar. Siz benimle dalga
mı geçiyorsunuz diyorum. “Yok olur mu sistem bu” diyorlar. Bütün bunlar
özelleştiniz diye mi oluyor acaba diyorum. “Yok ne alakası var özelleşmeyle” diyor
karşıdaki ses!
Yorumu size bırakıyorum. Ben neyle alakası var bilemedim bu
sistemin!
Daha bitmedi devamı var…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder