GELİNLİK HAYALLERİNDE KALDI
Koca, aile ve çevre şiddeti gören üç kadının yürek burkan
hayat dramını anlattığımız yazı dizisinde üçüncü konuğumuz 36 yaşındaki Ş.Ö.’nün,
hayallerini kurduğu gelinliği dahi giyemediği şiddet ve acılarla dolu hikayesi
sizlerle
DEDİKODULAR
HAYATINI KARARTTI
Genç bir
kızken, aşık olduğu akrabasının tecavüzüne uğradı. Köyde çıkan dedikodular
yüzünden hayallerini kurduğu gelinliği giyemeden kendisinden 25 yaş büyük
biriyle evlenmek zorunda kaldı. Hayat ondan sonra Ş.Ö için çekilmez oldu.
TEK SUÇU
GENÇ OLMAKTI
Kocası
kendinden 25 yaş büyük olmasından dolayı sorunlar yaşamaya başlayan genç kadın
ve çocukları yıllarca şiddete maruz kaldı. Yaşananlar karşısında kocasından
boşanmaya karar veren kadın şimdi iki oğlunun, kendisine bu acıları yaşatan
erkekler gibi olmamaları için elinden geleni yapıyor.
Hayalleri
olan genç bir kızdı. Aile baskısının yanında toplum baskısıyla hep erkeklerden
uzak durmayı öğrenmişti. Fakat ergenlik dönemine geldiğinde damarlarında hızlı
akmaya başlayan kan onu çevresinin yanlış diye adlandırdığı hatalara
sürüklemişti. Ailenin korktuğu gibi uzakta değildi tehlike. Tam da ailenin
içindeydi. Amcasının oğlu göz koymuştu küçük yaşta. Ş.Ö.’nün yaşadıklarını kendi ağzından
dinliyoruz:
‘EVLENECEĞİM’
VAADİNE KANDI
“Daha
küçüktüm ve çevremde farklı gözle gördüğüm ilk erkek o olmuştu. Bir anda gönlüm
kaymıştı. Akraba da olunca hep yan yana hep iç içe vakit geçirdik. Bu da sonu acı
biten olaylara sebep oldu. Amcamın oğlu ‘Evleneceğim seninle’ diye vaatlerde
verince inanmıştım. Düşündüğüm tek şey gönlümü kaptırdığım gençle evlenmekti.
Bir gelinlik kadar tertemiz hayaller içindeydim.
AŞKI İÇİN
TECAVÜZE GÖZ YUMDU
17
yaşındaki her genç kız gibi benim de güzel hayallerim vardı. Sonra bir anda her
şey değişti. Amcamın oğlu olduğu için fazlaca güvendiğim bu genç bu güveni
suistimal etmişti. Bana zorla sahip olmuştu. Ne yaşadığımı dahi fark etmeden
her şey olup bitmişti. Ben her şeye rağmen çok aşıktım. Bu iğrenç olayı da hiç
kimseyle paylaşmadım. Nasılsa evleneceğiz diye düşünüyordum. Ailem duysa
olacakları biliyordum. Sevdiğim insanı zor durumda bırakmak istemediğim için
yaşadıklarımı kendime sakladım. Ömür boyu da saklamayı planlıyordum.
KÖYLÜNÜN DİLİNE DÜŞTÜ
Fakat
düşündüğüm gibi olmamıştı. Sevdiğim ve zarar gördüğüm halde hala görüşmeyi
sürdürdüğüm adam, yaşananları bir maharetmiş gibi bütün arkadaşlarıyla
paylaşmıştı. Dedikodular çabuk duyulurdu köy yerinde. Bir süre sonra dışarı çıkamayacak
hale gelmiştim. Artık kimsenin yüzüne bakacak halim kalmamıştı. Hem de hiçbir
suçum olmadığı halde. Sonrasında amcamın oğlu diye bu çok güvendiğim insanda
öylece bırakıverdi beni. Bütün dünyam altüst olmuştu ve henüz 17 yaşındaydım. Şimdiki
aklım olsa onu şikayet eder, cezaevine attırırdım. Ama nafile. Olan olmuştu bir
kere.
ÇEVRESİNDE
KİMSELER KALMADI
Yaşım çok
küçüktü ve akraba diyerek güvenmiş sonra da aşkım uğruna yaşadıklarımı
gizlemiştim. Bende suçluydum. Olmuştu olan ve yapacak bir şey kalmamıştı. Küçük
köy yerinde adım kötüye çıkmıştı. Herkesin gözünde suçluydum. Fakat öyle bir
aşk vardı ki yüreğimde beni yaralayan tek şey, yaşattığı her şeye rağmen terk
eden amcamın oğlu olmuştu. İnsanların dediklerine aldırış etmediğimi söylesem
de zamanla çevremde hiçbir arkadaşımın hiçbir akrabamın kalmadığını gördüğümde
gerçeklere uyanmaya başlamıştım. Artık yalnızdım hayatta. Ailemin ve çevremin
bitmek tükenmek bilmeyen hakaretlerine katlanmak zorundaydım.
AİLE
EVLİLİĞE KARŞI ÇIKTI
Artık hiçbir
şeyin eskisi gibi olmayacağını fark ettiğimde 20 yaşındaydım. Yeni bir
başlangıç yapmak istedim hep. Fakat bu yaşananlar her seferinde suratıma tokat
gibi tekrar tekrar vuruluyordu. Yeni biriyle tanışmak ve aynı şeyleri yaşamamak
için hep bekledim. Sonunda karşıma yeni biri çıkmıştı. Karısından ayılmak üzere
olan 45 yaşında bir adamdı. Söylediğine göre karısı sürekli evi terk ediyor ve
kocasıyla ilgilenmiyordu. Yaşananların ardından karşıma daha iyi birinin
çıkmayacağının farkındaydım. Bir süre görüştükten sonra ailemle paylaştım
durumu. Ama ailem böyle bir evliliğin
uygun olmayacağını söyledi.
EVDEN KAÇTI
Bir karar
vermem gerekiyordu. Karşımdaki insan karısından tam olarak ayrılmamıştı ve aynı
zamanda bana güzel bir hayat vaat ediyordu. Bir süre ikileme düştüm. Yuva
üzerine yuva olmaz dedim kendi kendime. Ama karşımdaki adam ısrar ediyor, beni
mutlu edeceğinin vaatlerini veriyordu. Sonunda bu ısrarlara ve vaatlere
dayanamayarak bir gece evden kaçtım. Artık başka bir şehir, bambaşka bir hayat
bekliyordu beni. Yeni hayatın neler getireceğini bilmeden çıkmıştım yola.
ESKİ EŞTEN
BASKIN
Artık bir
yuvam ve kocam vardı. Fakat ne resmi nikah yapılmıştı ne de düğün. En azından
bir gelinlik giyebilseydim diyerek için için ağladım hep. Eski eşi ve çocukları
gelip evi bastı bir gün. Hala resmiyette kocası olarak görünen adamı nikah dışı
ilişki yaşıyor diyerek hapse attırdı. Daha evliliğin ne olduğunu anlayamadan
kocamın hapse girmesiyle dünyam alt üst oldu. İkinci şoku hamile olduğumu
öğrendiğimde yaşadım. İmam nikahlı eşim hapiste, bende karnımda onun çocuğuyla
ortada kalmıştım. Yapmam gerekenin kaderime razı gelmek olduğunu anlayınca eşimin
cezasını çektiği cezaevinin yakınına bir yere taşındım.
ARTIK RESMİ
NİKAHLI EŞ
Kısa süre
sonra da ilk oğlumu dünyaya getirdim. Bunca sıkıntıya katlanmışken bunun bir
sonunun geleceğini umut ederek bekledim kocamı. Kocam cezasını çekip çıktığında
eski eşi kanserden vefat etmişti. Resmi nikahı yaptıktan sonra artık işe güce
bakma vaktiydi. Kocamın işleri evlenmeden önce çok iyiydi. Fakat cezaevine
girince ellimizde ne varsa tüketmiştik. Ama karı koca yılmadan birlik olup
çalışıp çabaladık. Eski halimize geldik. Çok geçmeden ikinci oğlumu da kucağıma
aldım.
KUŞAK
ÇATIŞMASI VE ŞİDDET
Tam her şey
yoluna girmeye başlamıştı ki kocamla kuşak çatışması başladı. Ben genç olduğundan
dolayı bunalıma giren kocam, yaşı ilerledikçe daha çok üstüme gelmeye başladı.
Bu durum evde her gün kavgaya sebep olmaya başladı. Kocamı artık tanıyamaz
olmuştum. Beni sürekli aşağılar hale gelen kocam, ‘Ben ölürsem sen beni
aldatırsın’ diyerek başkasıyla evlenmeyeceğime dair senet bile imzalatmaya
çalıştı. Paranoyak bir eşle yaşarken diğer taraftan çocuklarımı bu olaylardan
etkilenmeden büyütmeye çalıştım.
ÇOCUKLARINA
DA ŞİDDET UYGULADI
Güvensizlik
ve kuşku düşmüştü bir kere kocamın aklına. Benden yaşça büyük olduğu için türlü
senaryolar kurmaya başlamıştı. Komşularımızın kocalarından dahi kıskanır olmuştu.
Artık kimseyle görüşmeme izin vermiyordu. Olayların böyle devam etmeyeceğini anladığım
için kendimce kocamı telkin etmeye çalıştıysam da işe yaramadı. Artık
şüphecilikten ezici laflardan daha fazlası yaşanmaya başlamıştı evde. Her gün
şiddet görür hale gelmiştim. Daha da kötüsü sadece bana değil çocuklarıma da
şiddet uyguluyordu. Gün geçtikçe alkolü arttırmaya başladı. Evin içinde
küfürler hakaretler havada uçuşuyordu.
3 AY
UZAKLAŞTIRMA
Ev cehennem
azabından farksız hale gelmişti hem benim hem de çocuklarım için. Fakat hiçbir
yere gidemezdim. Elimde iki evladımla sığınacak bir kapım yoktu. Olayların
çığırından çıktığı bir gün dayanamayarak polise sığındım. Evden 3 ay
uzaklaştırma aldı kocam. Artık evlatlarıma ve bana 3 ayda olsa dokunamayacaktı.
Bunun rahatlığıyla evine döndüm. Bir süre çocuklarımla huzur içinde yaşadım.
Fakat 3 ay çabucak gelip geçmiş devletin koruması bitmişti. Tekrar korumasız
kalmıştık.
BALKONDAN
ATMAYA ÇALIŞTI
Eşim eve
ilk geldiğinde gayet sakindi. Ama kocamı iyi tanıyordum. Mutlaka kötü bir şey
olacaktı. Hissettiğim gibi de oldu. Balkonda çamaşırları asarken arkamdan
yaklaşarak beni tutup üçüncü kattan aşağıya atmaya çalıştı. Bir süre balkonda
boğuştuk. Elinden kurtulduğum gibi polise haber verdim. Bir uyarı daha almıştı
artık kocam. Uzun bir süre daha evden uzaklaştırıldı. Eğer bir daha şiddete
kalkışırsa hapis cezası alacağı söyledi polisler. İçim biraz rahatlamıştı ama
bunların kesin çözüm olmadığının farkındaydım.
KOCASININ
İFTİRASINI MAHKEME AKLADI
Sonunda
kararımı verdim; boşanacaktım. Çünkü kendimi ve çocuklarımı korumanın başka
yolu yoktu. Kocama bu düşüncemi aracılar yoluyla ilettim. Hemen harekete geçen
adam elinde ne kadar mal varlığı varsa hepsini satmaya başladı. Amacı bana
hiçbir şey bırakmamaktı. Bunları duyunca bende çocuklarım ve kendim için nafaka
davası açtım. Dava sırasında kocamın birçok iftirasıyla karşı karşıya kaldım. Mahkeme
kararıyla hepsinde aklandım ve mahkemeyi de kazandım.
HER ŞEY
ÇOCUKLARI İÇİN
Artık yeni
bir düzen kurmalıydım. Kardeşlerimin de desteğiyle iş hayatına atılarak
çocuklarımın geleceğini hazırlamak için çabalamaya başladım. Şimdi işlettiğim
dükkanla hem evimin geçimini sağlıyor hem de çocuklarımı okutuyorum. Ben kendi
hayatımı yaşamayı unuttum. Şu saatten sonra çocuklarım için her şey. İki oğlumu
da bana bunları yaşatan erkekler gibi yetiştirmemek tek amacım.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder