23 Nisan 2013 Salı

Şiddetin çaldığı hayatlar 3


GELİNLİK HAYALLERİNDE KALDI

Koca, aile ve çevre şiddeti gören üç kadının yürek burkan hayat dramını anlattığımız yazı dizisinde üçüncü konuğumuz 36 yaşındaki Ş.Ö.’nün, hayallerini kurduğu gelinliği dahi giyemediği şiddet ve acılarla dolu hikayesi sizlerle

DEDİKODULAR HAYATINI KARARTTI
Genç bir kızken, aşık olduğu akrabasının tecavüzüne uğradı. Köyde çıkan dedikodular yüzünden hayallerini kurduğu gelinliği giyemeden kendisinden 25 yaş büyük biriyle evlenmek zorunda kaldı. Hayat ondan sonra Ş.Ö için çekilmez oldu.


TEK SUÇU GENÇ OLMAKTI
Kocası kendinden 25 yaş büyük olmasından dolayı sorunlar yaşamaya başlayan genç kadın ve çocukları yıllarca şiddete maruz kaldı. Yaşananlar karşısında kocasından boşanmaya karar veren kadın şimdi iki oğlunun, kendisine bu acıları yaşatan erkekler gibi olmamaları için elinden geleni yapıyor.


Hayalleri olan genç bir kızdı. Aile baskısının yanında toplum baskısıyla hep erkeklerden uzak durmayı öğrenmişti. Fakat ergenlik dönemine geldiğinde damarlarında hızlı akmaya başlayan kan onu çevresinin yanlış diye adlandırdığı hatalara sürüklemişti. Ailenin korktuğu gibi uzakta değildi tehlike. Tam da ailenin içindeydi. Amcasının oğlu göz koymuştu küçük yaşta.  Ş.Ö.’nün yaşadıklarını kendi ağzından dinliyoruz:
‘EVLENECEĞİM’ VAADİNE KANDI
“Daha küçüktüm ve çevremde farklı gözle gördüğüm ilk erkek o olmuştu. Bir anda gönlüm kaymıştı. Akraba da olunca hep yan yana hep iç içe vakit geçirdik. Bu da sonu acı biten olaylara sebep oldu. Amcamın oğlu ‘Evleneceğim seninle’ diye vaatlerde verince inanmıştım. Düşündüğüm tek şey gönlümü kaptırdığım gençle evlenmekti. Bir gelinlik kadar tertemiz hayaller içindeydim.
AŞKI İÇİN TECAVÜZE GÖZ YUMDU
17 yaşındaki her genç kız gibi benim de güzel hayallerim vardı. Sonra bir anda her şey değişti. Amcamın oğlu olduğu için fazlaca güvendiğim bu genç bu güveni suistimal etmişti. Bana zorla sahip olmuştu. Ne yaşadığımı dahi fark etmeden her şey olup bitmişti. Ben her şeye rağmen çok aşıktım. Bu iğrenç olayı da hiç kimseyle paylaşmadım. Nasılsa evleneceğiz diye düşünüyordum. Ailem duysa olacakları biliyordum. Sevdiğim insanı zor durumda bırakmak istemediğim için yaşadıklarımı kendime sakladım. Ömür boyu da saklamayı planlıyordum.
 KÖYLÜNÜN DİLİNE DÜŞTÜ
Fakat düşündüğüm gibi olmamıştı. Sevdiğim ve zarar gördüğüm halde hala görüşmeyi sürdürdüğüm adam, yaşananları bir maharetmiş gibi bütün arkadaşlarıyla paylaşmıştı. Dedikodular çabuk duyulurdu köy yerinde. Bir süre sonra dışarı çıkamayacak hale gelmiştim. Artık kimsenin yüzüne bakacak halim kalmamıştı. Hem de hiçbir suçum olmadığı halde. Sonrasında amcamın oğlu diye bu çok güvendiğim insanda öylece bırakıverdi beni. Bütün dünyam altüst olmuştu ve henüz 17 yaşındaydım. Şimdiki aklım olsa onu şikayet eder, cezaevine attırırdım. Ama nafile. Olan olmuştu bir kere.
ÇEVRESİNDE KİMSELER KALMADI
Yaşım çok küçüktü ve akraba diyerek güvenmiş sonra da aşkım uğruna yaşadıklarımı gizlemiştim. Bende suçluydum. Olmuştu olan ve yapacak bir şey kalmamıştı. Küçük köy yerinde adım kötüye çıkmıştı. Herkesin gözünde suçluydum. Fakat öyle bir aşk vardı ki yüreğimde beni yaralayan tek şey, yaşattığı her şeye rağmen terk eden amcamın oğlu olmuştu. İnsanların dediklerine aldırış etmediğimi söylesem de zamanla çevremde hiçbir arkadaşımın hiçbir akrabamın kalmadığını gördüğümde gerçeklere uyanmaya başlamıştım. Artık yalnızdım hayatta. Ailemin ve çevremin bitmek tükenmek bilmeyen hakaretlerine katlanmak zorundaydım.
AİLE EVLİLİĞE KARŞI ÇIKTI
Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını fark ettiğimde 20 yaşındaydım. Yeni bir başlangıç yapmak istedim hep. Fakat bu yaşananlar her seferinde suratıma tokat gibi tekrar tekrar vuruluyordu. Yeni biriyle tanışmak ve aynı şeyleri yaşamamak için hep bekledim. Sonunda karşıma yeni biri çıkmıştı. Karısından ayılmak üzere olan 45 yaşında bir adamdı. Söylediğine göre karısı sürekli evi terk ediyor ve kocasıyla ilgilenmiyordu. Yaşananların ardından karşıma daha iyi birinin çıkmayacağının farkındaydım. Bir süre görüştükten sonra ailemle paylaştım durumu.  Ama ailem böyle bir evliliğin uygun olmayacağını söyledi.
EVDEN KAÇTI
Bir karar vermem gerekiyordu. Karşımdaki insan karısından tam olarak ayrılmamıştı ve aynı zamanda bana güzel bir hayat vaat ediyordu. Bir süre ikileme düştüm. Yuva üzerine yuva olmaz dedim kendi kendime. Ama karşımdaki adam ısrar ediyor, beni mutlu edeceğinin vaatlerini veriyordu. Sonunda bu ısrarlara ve vaatlere dayanamayarak bir gece evden kaçtım. Artık başka bir şehir, bambaşka bir hayat bekliyordu beni. Yeni hayatın neler getireceğini bilmeden çıkmıştım yola.
ESKİ EŞTEN BASKIN
Artık bir yuvam ve kocam vardı. Fakat ne resmi nikah yapılmıştı ne de düğün. En azından bir gelinlik giyebilseydim diyerek için için ağladım hep. Eski eşi ve çocukları gelip evi bastı bir gün. Hala resmiyette kocası olarak görünen adamı nikah dışı ilişki yaşıyor diyerek hapse attırdı. Daha evliliğin ne olduğunu anlayamadan kocamın hapse girmesiyle dünyam alt üst oldu. İkinci şoku hamile olduğumu öğrendiğimde yaşadım. İmam nikahlı eşim hapiste, bende karnımda onun çocuğuyla ortada kalmıştım. Yapmam gerekenin kaderime razı gelmek olduğunu anlayınca eşimin cezasını çektiği cezaevinin yakınına bir yere taşındım.
ARTIK RESMİ NİKAHLI EŞ
Kısa süre sonra da ilk oğlumu dünyaya getirdim. Bunca sıkıntıya katlanmışken bunun bir sonunun geleceğini umut ederek bekledim kocamı. Kocam cezasını çekip çıktığında eski eşi kanserden vefat etmişti. Resmi nikahı yaptıktan sonra artık işe güce bakma vaktiydi. Kocamın işleri evlenmeden önce çok iyiydi. Fakat cezaevine girince ellimizde ne varsa tüketmiştik. Ama karı koca yılmadan birlik olup çalışıp çabaladık. Eski halimize geldik. Çok geçmeden ikinci oğlumu da kucağıma aldım.

KUŞAK ÇATIŞMASI VE ŞİDDET
Tam her şey yoluna girmeye başlamıştı ki kocamla kuşak çatışması başladı. Ben genç olduğundan dolayı bunalıma giren kocam, yaşı ilerledikçe daha çok üstüme gelmeye başladı. Bu durum evde her gün kavgaya sebep olmaya başladı. Kocamı artık tanıyamaz olmuştum. Beni sürekli aşağılar hale gelen kocam, ‘Ben ölürsem sen beni aldatırsın’ diyerek başkasıyla evlenmeyeceğime dair senet bile imzalatmaya çalıştı. Paranoyak bir eşle yaşarken diğer taraftan çocuklarımı bu olaylardan etkilenmeden büyütmeye çalıştım.
ÇOCUKLARINA DA ŞİDDET UYGULADI
Güvensizlik ve kuşku düşmüştü bir kere kocamın aklına. Benden yaşça büyük olduğu için türlü senaryolar kurmaya başlamıştı. Komşularımızın kocalarından dahi kıskanır olmuştu. Artık kimseyle görüşmeme izin vermiyordu. Olayların böyle devam etmeyeceğini anladığım için kendimce kocamı telkin etmeye çalıştıysam da işe yaramadı. Artık şüphecilikten ezici laflardan daha fazlası yaşanmaya başlamıştı evde. Her gün şiddet görür hale gelmiştim. Daha da kötüsü sadece bana değil çocuklarıma da şiddet uyguluyordu. Gün geçtikçe alkolü arttırmaya başladı. Evin içinde küfürler hakaretler havada uçuşuyordu.
3 AY UZAKLAŞTIRMA
Ev cehennem azabından farksız hale gelmişti hem benim hem de çocuklarım için. Fakat hiçbir yere gidemezdim. Elimde iki evladımla sığınacak bir kapım yoktu. Olayların çığırından çıktığı bir gün dayanamayarak polise sığındım. Evden 3 ay uzaklaştırma aldı kocam. Artık evlatlarıma ve bana 3 ayda olsa dokunamayacaktı. Bunun rahatlığıyla evine döndüm. Bir süre çocuklarımla huzur içinde yaşadım. Fakat 3 ay çabucak gelip geçmiş devletin koruması bitmişti. Tekrar korumasız kalmıştık.

BALKONDAN ATMAYA ÇALIŞTI
Eşim eve ilk geldiğinde gayet sakindi. Ama kocamı iyi tanıyordum. Mutlaka kötü bir şey olacaktı. Hissettiğim gibi de oldu. Balkonda çamaşırları asarken arkamdan yaklaşarak beni tutup üçüncü kattan aşağıya atmaya çalıştı. Bir süre balkonda boğuştuk. Elinden kurtulduğum gibi polise haber verdim. Bir uyarı daha almıştı artık kocam. Uzun bir süre daha evden uzaklaştırıldı. Eğer bir daha şiddete kalkışırsa hapis cezası alacağı söyledi polisler. İçim biraz rahatlamıştı ama bunların kesin çözüm olmadığının farkındaydım.
KOCASININ İFTİRASINI MAHKEME AKLADI
Sonunda kararımı verdim; boşanacaktım. Çünkü kendimi ve çocuklarımı korumanın başka yolu yoktu. Kocama bu düşüncemi aracılar yoluyla ilettim. Hemen harekete geçen adam elinde ne kadar mal varlığı varsa hepsini satmaya başladı. Amacı bana hiçbir şey bırakmamaktı. Bunları duyunca bende çocuklarım ve kendim için nafaka davası açtım. Dava sırasında kocamın birçok iftirasıyla karşı karşıya kaldım. Mahkeme kararıyla hepsinde aklandım ve mahkemeyi de kazandım.
HER ŞEY ÇOCUKLARI İÇİN
Artık yeni bir düzen kurmalıydım. Kardeşlerimin de desteğiyle iş hayatına atılarak çocuklarımın geleceğini hazırlamak için çabalamaya başladım. Şimdi işlettiğim dükkanla hem evimin geçimini sağlıyor hem de çocuklarımı okutuyorum. Ben kendi hayatımı yaşamayı unuttum. Şu saatten sonra çocuklarım için her şey. İki oğlumu da bana bunları yaşatan erkekler gibi yetiştirmemek tek amacım.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder